Yüzölçümü: 30.715 km²
Nüfus: 4.007.860 (2000)
İl Trafik No: 06
Genel Coğrafya ve Yeryüzü Şekilleri: 26.897 km2 lik bir alana sahip olan Ankara, 39o57'N enlemi ile 32o53'E boylamları arasında yer almaktadır. Ortalama olarak deniz seviyesinden yüksekliği 890 metredir.
Doğusunda
Kırıkkale ve Kırşehir, kuzeyinde Çankırı ve Bolu, kuzeybatısında Bolu,
batısında Eskişehir, güneyinde Konya ve Aksaray illeri bulunmaktadır.
Ankara,
Orta Anadolu'nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya
nehirlerinin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgedir. Bu
bölgede orman alanları ile step ve bozkır alanlarını bir arada görmek
mümkündür. İlin kuzey sınırının Kuzey Anadolu sıra dağlarının kolları
olan dağlar, Orta Anadolu düzlüklerinin devamı olan ovalar çizer. Güney
kısmında Tuz Gölü çanağı, Kepez Ovaları ve Hacıbekirözü gibi düzlükler
bulunur. Bu düzlükler arasında volkanik Karadağ ile Karasimir Dağı, Paşa
Dağı ve Teke Dağı yükselir.
Orta kesimlerden
kuzeye doğru yaklaştıkça Haymana, Bala hattının kuzeyinde Kuzey Anadolu
sıra dağları ile irtibatları bulunan dağ sıraları belirir. Bunların
arasında İdris ve Elmadağları yükselir. Güney Batı Kuzey-Doğu
doğrultusunda Güre, Elma, İdris, Karyağdı-Mire-Aydos-Çile, Ayaş ve Hıdır
dağ sıraları arasında çöküntü alanları ve kıvrılmalarından dolayı
Balaban, Mogan Gölü, Çubuk, Mürted ve Babayakup Ovaları meydana
gelmiştir. Ankara Ovası doğu-batı yönünde uzanmıştır. Sakarya ve
Kızılırmak nehir kolları arasında çukurlarda münferit olarak yüksek
sıradağları görmek mümkündür.
Kuzeyde, Çubuk ve
Kızılcahamam ilçelerinde yer yer sarp görünüşlü Yıldırım, Işık ve Yakut
dağları, Batıda Ayaş, Beypazarı ve Nallıhan ilçelerinin kuzey sınırları
Karakiriş, Kartal ve Manastır dağları ile çevrilmiştir. Güney bölgedeki
dağlar tatı meyilli, yuvarlak sırtlı ve üzerleri düzdür. Bu alanda
yükseklikler 1050-1500 m. arasındadır.
İl
sınırları içinde Mogan, Eymir, Karagöl, Kurumcu ve Samsun gölleri
bulunur. Bölgede yer yer volkanik arazilere rastlanır. Bu kütle üzerinde
2378 m. yüksekliğindeki Köroğlu Dağı ile Mahya Tepesi (2006 m.)
yükselir. İlin güneydoğusunda Hüseyingazi dağı kültesi bulunur.
İlin arasizisini Sakarya ve Kızılırmak nehirleri ile Çubuk Çayı, İncesu ve Ova Çayları sular.
İklimi : İlin
geniş arazisinde yer yer iklim farklılıkları görülür. Güneyde, İç
Anadolu ikliminin bariz özellikleri olan step iklimi, kuzeyde ise,
Karadenz ikliminin ılıman ve yağışlı halleri görülebilir. kara ikliminin
hüküm sürdüğü bu bölgede kış sıcaklıkları düşük, yaz ise sıcak geçer.
En sıcak ay Temmuz-Ağustos, en soğuk ay ise Ocak ayıdır.
Bölgeye
düşen yağış miktarları kuzey ve güney kesimlerde farklılık gösterir.
Kuzeyde Kızılcahamam ve Çubuk, Karadeniz yağış rejimi özelliğini; güney
ise İç Anadolu karakterini taşır. Bölgenin yapısı gereği özellikle kış
aylarında sis olayı oldukça fazla görülür ve hayatı etkiler.
İl bazında ortalama sıcaklık 10-13oC arasında, aylık ortalama yağış miktarı da 11-55 mm arasındadır. En yüksek sıcaklık değeri 41.4oC ile Sarıyar istasyonunda; en düşük sıcaklık da sıfırın altında 32.2oC
ile Esenboğa istasyonunda kaydedilmiştir. Donlu günler sayısı yılda
ortalama 60-117 arasında, karla örtülü günler sayısı ise yılda toplam
10-70 gün arasında değişmektedir. En yüksek kar kalınlığı 82 cm. olarak
Kızılcahamam istasyonunda kaydedilmiştir.
İl
merkezi ve istasyonların rüzgar durumuna genel olarak bakıldığında;
hakim rüzgarın topografik yapıya bağlı olarak değişim gösterdiği açıkça
görülür. Buna göre hakim rüzgar Ankara (merkez), Esenboğa, Çubuk, Ayaş
ve Yenimahalle'de kuzeydoğu, Haymana (İkizce), Sincan, Dikmen ve
Nallıhan'da batı, Polatlı ve Şereflikoçhisar'da kuzey, Etimesgut ve
Elmadağ'da güneybatı, Kızılcahamam'da güneydoğu ve Beypazarı'nda
kuzey-kuzeydoğudandır. Kuvvetli rüzgarların görüldüğü aylar mart ve
nisan aylarıdır. Ankarada tespit edilen en yüksek rüzgar hızı güne,
güneydoğu yönünden 32.1 m/sn. dir
Normal şartlarda
günlük olarak basıncın değerlerinde fazla değişiklik görülmez. Ancak
yurdumuzu etkileyen hava kütlelerine bağlı olarak değişmeler gözlenir.
Uzun yıllar değerlerine göre; ankara'nın ortalama basınç değeri 912.7
mb., tespit edilen en yüksek basınç değeri 936.5. mb. ve en düşük basınç
değeri 882.6 mb.dır.
Bitki Örtüsü: Etrafı dağlarla çevrili olan Ankara, kışları soğuk, yazları kurak geçen bir iklime sahiptir. En yağışlı mevsim ilkbahardır.
Bu
iklim şartları ve topografik yapı Ankara ve çevresinde iki ayrı bitki
topluluğunun (step ve orman) gelişmesine imkan sağlamıştır. Yörede en
yaygın olan bitki topluluğu step (bozkır)tir. Step bitki örtüsü az yağış
alan çukur alanlarda ve platolar üzerinde yaygın haldedir. Bu bitki
topluluğu içinde ağaç yok denecek kadar azdır. Genelde dikenli çalılar
dikkati çeker. Bunun yanısıra akarsu boylarında sıralar halinde görülen
iğde, söğüt ve kavak ağaçları step içerisinde yer alır. Step bitki
örütüsünün en yaygın türlerini otlar oluşturur. Çoğu küçük boylu olan bu
bitkiler birbiri yanında ve kümeler halinde toplanmıştır. Step bitki
topluluğunun başlıca türlerini kısa boylu çayırlıklar, ayrıkotu, keven,
sorguçotu, üzerlik otu, katırtırnağı, yabani arpa, püsküllü çayır,
hardalotu, yemlikotu, yılgınotu, yavşanotu, gelincik, papatya, hatmi,
kekik, sütleğen, ballıbaba, yabani gül, böğürtlen ve isimlerini
sayamadığımız birçok bitki oluşturur.
Ankara
çevresinde plato üzerinde yükselen münferit dağlar ile kuzeydeki dağlık
sahada yağışlardaki artış yüzünden orman örtüsü kendini belli etmeye
başlar. Bozkır (step) ortasında adacıklar halinde görülen ormanlar,
genelde tahripten arta kalan korulardır. Bu tür ormanlarda hakim ağaç
türü karaçam, ardıç ve yer yer meşedir. Kurakçıl orman deyimiyle
adlandırılan bu ormanlara en güzel önreği, Beynam Ormanı
oluşturmaktadır. Ankara'nın kuzeyindeki Kızılcahamam ilçesi
yakınlarından başlamak üzere orman örtüsü sıklaşmaya ve gürleşmeye
başlar ki, burada iğne yapraklı ağaçlar yaygın türü oluştururlar.
Ulaşımı:
Karayolu, demiryolu ve havayolu ile ulaşım sağlanmaktadır. Türkiye’nin
karayolu ve demiryolu ağı merkezinde olması nedeniyle ülkenin her yerine
ulaşmak mümkündür. İç ve dış hatlarla hizmet veren uluslararası
havalimanı bulunmaktadır.
Tarihi: Ankara’nın
ilk yerleşim tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bölgede yapılan
araştırmalar, kentin Paleolitik Çağ’dan itibaren yerleşme alanı
olduğunu göstermektedir.
Kızılcahamam yöresinde
yapılan araştırmalarda; Paleolitik Çağ’a ait buluntulara rastlanmış
olup, Eti Yokuşu, Ahlatlıbel, Karaoğlan ve Koçumbeli’nde de Eski Tunç
Çağı’na ait buluntular ortaya çıkarılmıştır.
Hitit eserlerinde sık sık rastlanan Ankuva, muhtemelen bugünkü Ankara
kentinin bulunduğu yerdir. Mürtet Ovası yakınındaki Bitik’te Hitit
yerleşmesi ve Haymana ilçesi yakınlarındaki Gâvurkale’de Hitit dönemine
ait önemli bir kutsal yerleşim bulunmaktadır.
Ankara’nın
kent olarak ilk kuruluşu Phyrigia dönemindedir. Phyrigia’nın başkenti
Gordion bugünkü Ankara sınırları içinde kalmaktadır ve İç Anadolu’nun en
önemli antik kentlerinden birisidir. Efsanelere göre Ankara’yı da büyük
Phyrigia Kralı Midas kurmuştur. Phyrigialılar buraya gemi çapası
anlamına gelen “Ankyra” adını vermişlerdir. Yörede bulunan tümülüsler,
özellikle M.Ö. 750-500 yılları arasında Ankara yöresinde Phyrigia
yerleşmesinin önemini göstermektedir.
Phyrigia
Devleti’nin yıkılmasından sonra Lydialıların ve daha sonra Perslerin
hâkimiyetine geçen kentin Pers Kralı I. Dareios döneminde (M.Ö. 522-486)
yapılmış olan ünlü kral yolu üzerinde küçük bir ticaret merkezi olduğu
bilinmektedir. Aradan iki asır geçtikten sonra Büyük İskender,
Anadolu’daki Pers hâkimiyetine son vermiştir.
M.Ö.
278-277 yılında Avrupa’dan Anadolu’ya gelen Galatların bir kolu olan
Tektosagların Ankara’yı başkent yaptıkları bilinmektedir. Ankara
Kalesi’nde görülen ilk yapı bu devirden kalmadır.
Roma
İmparatoru Augustus M.Ö. 25 yılında kenti Galatlardan alarak bu bölgeyi
Roma’nın bir eyaleti olarak Roma İmparatorluğu’na bağlamış ve Ankara’yı
Galatia’nın başkenti yapmıştır. 1. ve 2. yüzyıllarda Ankara, Anadolu’da
Roma yol ağının çok önemli bir kavşağı niteliğini kazanmış, yönetimsel
ve askeri işlevleri gelişmiş bir kenttir. Roma İmparatorluğu’nun
zayıflaması ile 3. yüzyılda Ankara önemini kaybetmiştir. Daha sonra
Bizans İmparatorluğu’nun eline geçen kent 334-1073 yılları arasında
Bizans İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altında kalmıştır.
1071
yılında Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Malazgirt’te Bizans ordusunu
yenmesinden sonra 1073 yılında Ankara Türklerin eline geçmiştir. Bu
tarihten başlayarak Osmanlılar tarafından Anadolu’nun siyasal birliğinin
kurulmasına kadar geçen sürede kent, Türk beylikleri, Bizans ve Moğol
egemenliği altında değişik dönemler geçirmiştir. 1300’lü yıllardan
başlayarak Ahi merkezlerinden biri olarak ticari işlevlere sahip olan
Ankara, Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme döneminde de önemli bir
ticaret merkezi olmaya devam etmiştir. Ankara’daki Ahi örgütü,
kervanların ve ordunun deri ve demirden yapılmış malzeme gereksinimini
karşılıyor ve aynı zamanda İç Anadolu’da geniş bir bölgede üretilen
tiftik Ankara’da işleniyordu. 19. yüzyıla kadar önemini koruyan Ankara,
daha sonra önemini yitirmeye başlamış, kentin 1892 yılında bir demiryolu
ile İstanbul’a bağlanması da bu durgunluğu çözememiştir. 20. yüzyılın
başında yaşanan savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı ve 1917
yangınının da etkisi ile daha da gerileyen kent, Kurtuluş Savaşı
sırasında yeniden önem kazanmaya başlamıştır.
Kurtuluş
Savaşımızın idare edildiği bir merkez olarak, adı milli mücadelemizin
sembolü haline gelen Ankara 13 Ekim 1923’te başkent olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder